Smart reklam

Küçükbaş beslenme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Küçükbaş beslenme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Mart 2020 Pazartesi

KIRKIM

Kırkım; koyunlarda yapağı, keçilerde ise kıl veya tiftik elde etmek amacıyla makas, kırklık veya makine ile keserek alma işlemidir. Koyun ve keçilerden üstün nitelikte yapağı, kıl ve tiftik elde etmek için uygun bir yöntem kullanmak ve saklamak gerekir.
Koyun yetiştiriciliğinde, yaz bakımının en önemli yetiştirme işlemlerinden biri kırkımdır. Kırkım, koyunlardan gömlek hâlinde çıkarılan kirli kıl örtüsü olarak bilinen yapağının makas veya makine ile alınması işlemidir. Kırkım, özel bir makas olan kırklık veya makine ile yapılabilmektedir. Koyunlardan üstün nitelikte yapağı elde etmek için yapağı gömleğini zarar vermeden kırkmak ve doğru yöntemine göre saklamak gerekir.
Keçi yetiştiriciliğinde ise kıl veya tiftik elde edilmesi amacıyla veya hayvan sağlığı açısından zorunlu bir uygulamadır. Vücudu örten kıl kışın ısı kaybını önlerken, yazın vücut ısının dengelenmesinde sorun çıkarır. Keçilerde kırkım, tüm vücudun kırkılması şeklinde 
olabileceği gibi tekelerde olduğu gibi kokuyu azaltmaya yönelik baş bölgesi ve karın bölgesi gibi kısmı da yapılabilir.Kırkım işlemi ile hayvanların ısınan havalar ile birlikte rahatlaması sağlanır, verim artışı sağlanır,
hayvan sağlığı açısından bazı faydalar sağlanır. Elde edilecek yapağı, kıl ve tiftik sayesinde ek gelir elde edilir.
Kırkım zamanı
Ülkemizde kırkım zamanı bölgelere göre değişiklik göstermektedir. Bölgenin iklim şartlarına bağlı olarak farklı ay ve mevsimlerde kırkım yapılabilir. 
Kırkım yöntemleri
Ülkemizde kırkım ya kırklık adı verilen makaslarla veya kırkım makineleri ile gerçekleştirilir.
Makasla kırkım
Koyun, önden bir bacağı ve arkadan da bir bacağından tutularak kaldırılır ve yere yatırılır. Yerde yatan koyunun arka iki bacağının arasına sol ön bacağı getirilerek bağcak adı verilen iple birbirine bağlanır. Sağ bacağı serbest kalmaktadır. Daha sonra kırklık (makas) 
denilen aletle kırkma işine başlanır. Koyunun kuyruğu önceden kırkılmamışsa kuyruğundan başlanarak karnından boynuna doğru kırkılır. Daha sonra aynı işlem hayvan ters çevrilerek yatan tarafına da uygulanır.
Makine ile kırkım
Kırkım makineleri hareketlerini değişik enerji
kaynaklarından sağlayan sabit veya hareketli makinelerdir
Kırkım makinelerinin makasa göre başlıca avantajları şunlardır:
• Makine ile kırkım daha kısa zamanda tamamlanır.
• Makine ile bir günde yaklaşık 100-200 koyun
kırkılabilir.
• Makine yapağıyı deriye daha yakın yerde kırktığı için lüle uzunluğu ve gömlek ağırlığı daha fazladır.
• Makine ile kırkımda daha üniform (bir örnek) lüleler elde edilir.
• Makine ile kırkımda deri yararlanmaları ve ikinci kesimler makasla kırkıma göre daha azdır.
Makine ile kırkım işleminde yerli koyunlar daha hareketli olduklarından bağlanmaları daha faydalıdır. Merinos veya melezleri daha iri ve ağır olduklarından bağlanmalarına gerek yoktur. Kırkıma önce göğüs bölgesinden başlanır. Daha sonra karın altı ve etrafı kırkılır. Bundan sonra sağ arka bacak içi ve dışı, sol arka bacak içi ve dışı kırkılır. Koyun sağ tarafa 
yatırılır. Sol kalçadan başlanıp önce doğru sırt, yanlar ve boyun kırkılır. Daha sonra koyun kol tarafına yatırılır. Sağ ön bölgelerden kırkılmaya başlanır ve sağrı bölgesinde kırkım tamamlanır. Kırkımın bir sıra içinde düzgün yapılabilmesi için kırkımcının uygun yerlerde 
durarak koyunu fazla hareket ettirmemesi gerekir. Kırkılan koyunlar gölge bir yerde dinlendirilir.

8 Mart 2020 Pazar

KEÇİLERİN BESLENMESİ

Keçilerin Besin Madde İhtiyaçları
Keçilerin normal yaşam fonksiyonlarını sürdürebilmeleri ve verimlerini artırabilmeleri 
için yeterli ve dengeli beslenmeleri gerekmektedir. Bunun için doğru besin maddelerini tüketmeleri gerekmektedir. Bu besin maddeleri içinde enerji, su, protein, mineraller, vitaminler, büyüme düzenleyicileri, yem katkı maddeleri yer alır.
Keçi, çiftlik hayvanları içinde kaba yemleri en iyi değerlendiren türdür. Bu nedenle ergin keçilerin beslenmesi konusunda nadiren sorunlarla karşılaşılır. Ancak;
• Büyüme dönemindeki oğlakların,
• Çiftleşme döneminde,
• Çiftleştirme mevsimi boyunca,
• Gebeliğin son iki ayında ise ergin keçilerin beslenmelerine özen gösterilmelidir. 
Çiftleştirme dönemi öncesi ve bu dönem boyunca uygulanacak zengin besleme yumurtalık aktivitesini arttırır ve fazla sayıda yumurta üretilmesini sağlar. Böylece keçilerden daha fazla sayıda oğlak almak mümkün olur. Gebeliğin son iki aylık döneminde 
beslemeye özen gösterilmesi ise oğlakların iyi gelişmelerini ve sağlıklı doğmalarını sağladığı 
gibi doğumdan sonra ananın daha fazla süt vermesine de katkıda bulunarak oğlakların iyi beslenmelerini sağlamaktadır. Keçilerin beslenmesinde uygulanmakta olan besleme düzeninde ani değişikliklerden 
kaçınılmalıdır. Kaba yeme dayalı bir besleme
düzeninden kesif yeme geçilmesi veya bunun tersi durumda kesinlikle bir alıştırma dönemi beslemesinin gerektiği, aksi hâlde çeşitli sindirim sorunlarının ortaya çıkabileceği unutulmamalıdır.Keçiler yeterli miktarda kaba ve kesif yem sağlanması durumunda yem tüketiminde seçici davranan hayvanlardır. Özellikle kaba yemlerin daha taze ve gevrek kısımlarını 
tüketip sert kısımlarını bırakır. Bu nedenle kaba yemin kıyılarak verilmesi tavsiye edilir.
Keçilerin Enerji İhtiyaçları
Hayvanın hareket etmesi, büyümesi, vücut sıcaklığını belli bir düzeyde tutması, verim vermesi, yavrularını beslemesi ve kendi organizmasına gerekli materyali sağlaması için enerji gerekir. Keçiler yaşama payı rasyonlarına ek olarak üretimin kalitesine ve türüne 
uygun bir rasyonla beslenmelidir. Keçilerin
metabolizması daha yüksek olduğu için enerji 
ihtiyaçları koyunlara göre %20 daha fazla hesaplanır. 
Keçilerin yaşama payı enerji gereksinmelerini birçok etmen etkiler. Çevre koşulları yaşama payı enerji gereksinmelerinin belirlenmesinde önemli bir rol oynar. Öte yandan keçiler diğer hayvanlardan daha aktiftir. Sıçramayı ve koşup oynamayı sever. Sonuç olarak 
yaşama payı enerji gereksinmeleri bu yüksek aktiviteye yansıtılmalıdır. Ayrıca keçiler diğer türlerden çok daha uzun süre yürür. Sığırlar ve koyunlar günde 5,3-6,1 km dolaşırken keçiler günde ortalama olarak 9-10 km gezinir.Gerek yaşamın devamı ve gerekse verimin 
sağlanması için günlük gerekli enerjinin hayvana sağlanması gerekir. Aksi durumda enerji 
yetersizliğine bağlı metabolik bozukluklar ortaya çıkmaktadır. Keçi rasyonlarında enerji yetersizliği olduğu zaman büyümede gerileme, ağırlık 
artışında düşüşler, süt veriminde gerileme, laktasyon periyodunda kısalma, tiftik miktar ve kalitesinde düşme gözlenir. Kısacası keçilerde yetersiz ve dengesiz beslenme verimde azalma ve hastalık ve zararlılarda duyarlılık meydana gelir.
Vücudun gerekli enerjisinin hemen hemen tümü karbonhidratlardan ve yağlardan sağlanır. Ancak küçük bir bölümü protein katabolizmasından gelir. Keçiler metabolik enerji(ME) ihtiyaçlarının %95’ini kaba yemlerden sağlayabilir. Genel olarak laktasyondaki 
keçilerin rasyonlarında ME konsantrasyonu 2,30-2,50 mega cal/kg KM arasında olmalıdır.Keçilerin rumenlerinde bulunan değişik tipteki
mikroorganizmalar, kompleks karbonhidratların çoğunun sindiriminde esas rol oynar. Keçiler yaşama payı için ineklerden daha az ve sindirim ve metabolizma için daha fazla yem tüketir.
Keçilerin Protein İhtiyaçları
Keçilerden elde edilen tiftik, et ve süt yüksek düzeyde protein içerdiğinden protein keçilerin beslenmesinde önemli bir faktördür. Tiftikte protein oranı çok yüksek olupözellikle kükürt içeren aminoasitlerden oluşmuştur. Rasyonun protein düzeyi oğlaklarda %16-20, bir yaşındaki erkek oğlaklarda %15-18 ve ergin dişilerde %12 olduğu zaman tiftik büyümesi önemli ölçüde artmaktadır. Bununla beraber rasyonda protein düzeyi arttığı zaman yapağı ağırlığı artmakta, kıllar daha kaba olmakta ve bu ise arzu edilmemektedir. Protein 
miktarları sınırlı tutulan periyotlarda, tiftik ve kıl üretiminde bir düşme meydana gelmekte, fakat lifler daha ince ve daha yüksek kaliteli olmaktadır. 
Genel olarak %12-16 ham protein civarında proteine ihtiyaç duyar. Çoğunlukla ek 
protein kaynağı olarak keten tohumu küspesi, soya küspesi, kuru bira mayası ve pamuk tohumu küspesi kullanılır. En ekonomik protein kaynaklarından birisi de iyi kaliteli yonca kuru otudur. Keçilerde protein yetersizliğine ilişkin semptomlar iştahsızlık, ağırlık kaybı, büyümede gerileme, süt veriminde düşme ve tek yavru oluşturma biçiminde ortaya çıkar. Ciddi yokluklar, sindirim yetersizliğine, anemi ye veya ödemlere neden olur.

KOYUN BESLEME

Koyunları Ağılda Beslemenin Avantaj veDezavantajları 
Koyunculuk meraya dayalı bir hayvancılık kolu olduğundan koyunculuğun yapılabilmesinin ilk şartı meradır. Türkiye’de koyunculuğun %90'ı meraya dayalıdır. Kışın kar, meraları kaplamadıkça veya şiddetli yağmur ve fırtına olmadıkça koyunlar, besin 
ihtiyaçlarını meradan temin eder. Kârlı ve sağlıklı bir koyun yetiştiriciliği meralardan azami derecede faydalanma ile mümkün olur. Koyun ağılda, kış şartlarının ağır ve uzun olduğu bölgelerde ve kısa süreli beslenmelerde bakılmalıdır. Bu amaçla öncelikle koyun ağılları koyunların yaşam şartları dikkate alınarak uygun şekilde yapılmalıdır. Ağılda kapalı ortamda ancak kısa süreli kasaplık koyun besisi yapılmalıdır. Meranın büyüklüğü, flora zenginliği ve kalitesi, sürü 
büyüklüğünün tespitinde önemlidir.
Koyunların Besin Madde İhtiyaçları
Koyunların diğer çiftlik hayvanlarında olduğu gibi temel yaşam fonksiyonlarını 
sürdürebilmesi için şu besin gruplarının tüketimine ihtiyaç duyar:
 Enerji
 Su
 Protein
 Mineraller
 Vitaminler
 Büyüme düzenleyicileri
 Yem katkı maddeleri
Koyun yetiştiriciliğinde hayvanların ırkına, yaşına ve fizyolojik dönemlerine göre
beslenme ihtiyaçları farklılık gösterebilmektedir. Beslemede asıl amaç hayvanın ihtiyaç 
duyduğu besin maddelerinin doğru zamanda hayvana verilmesidir. Koyunlardan daha fazla 
ürün almak demek hayvan sayısını arttırmak demek değildir. Doğru ve dengeli beslenen 
hayvanlar normal yaşam fonksiyonlarına devam ettikleri gibi verimlerinde de artışlar 
görülür. Aksi hâlde yeterli ve dengeli beslenmeyen hayvanlarda beslenme bozuklukları veverimlerinde düşüşler meydana gelir. Bu verim kayıpları içinde canlı ağırlık kaybı, yapağı, 
döl ve süt veriminde düşüşler sayılabilir. Yeterli beslenemeyen hayvanlarda hastalıklara 
karşı karşı direnç azalır.
Mineraller, koyun yetiştiriciliğinde önemli mineral maddelerdir (tuz, kalsiyum, 
fosfor, magnezyum, kükürti potasyum). 
 Vitaminler
 Büyüme düzenleyicileri
Küçükbaş hayvanların yem programlarının belirlenmesinde şunlar dikkate alınır:
 Yaşama payı ihtiyacı
 Verim payı ihtiyacı
 Üreme payı ihtiyacı
 Verim payı ihtiyacı
 Laktasyondaki verim payı ihtiyaçları
Koyunların Vitamin İhtiyaçları
Vitaminler biyokimyasal reaksiyonlarda, enerji metabolizmasında ve vücudun temel yapı taşlarının sentezlenmesinde yer alır. Kaliteli meralar koyunlar için gerekli olan bütün vitaminleri veya vücutta sentezlenmelerini sağlayacak ön maddeleri bulundurur. Çeşitli nedenlerle meralardan yararlanılamıyorsa A, D ve E vitaminleri ilave olarak verilmelidir. Bu amaçla pratik olarak eksikliğinden kuşku duyulan vitaminler, hayvanların yemine katılarak veya enjeksiyon şeklinde verilebilir. Yüksek enerjili yoğunlaştırılmış yemler vitamin gereksinimini artırır ve hayvanlarda sinirsel semptomlarla ortaya çıkan beyin ödemleri oluşur (encephalomalacia).
Koyunların Protein İhtiyaçları
Hayvansal dokuların yapı taşı proteindir. Vücut dokularının büyümesi ve yenilenmesi proteinler sayesinde olur. Koyunlar geviş getiren hayvan oldukları için tükettikleri proteinin kaynağından ziyade miktarı önem taşır. Geviş getiren hayvanlar, azotlu bileşikleri rumen fermantasyonu sayesinde proteine dönüştürme yeteneğine sahiptir.

2 Mart 2020 Pazartesi

Keçi Besleme Nasıl Olmalı,Nelere Dikkat Edilmelidir?

Keçi; sık, yüksek orman altları ile gür ve gelişkin makiliklerin, çalılık ve fundalıkların adeta bir bahçıvan gibi bakımını yapan faydalı bir hayvandır. 
Diğer evcil hayvanların iyi değerlendiremediği bu alanları iyi değerlendirirler.
Keçi sadece erozyon riski olan yerler, ağaçlandırma sahaları ve yeni kesilmiş orman alanları gibi belli yerler için zararlı olabilir (Resim 25-26).
Yaz kuraklığı yaşayan her orman alanında yangın riski yüksektir. Bu alanlarda uygun şekilde keçi otlatılması orman altındaki yanabilir madde miktarını azaltarak yangın riskini de düşürür. Bunun yanında orman altındaki otlar, çalılar ve gelişme ihtimali düşük fidanların yenerek temizlenmesi orman için faydalıdır.

Küçükbaş Hayvanlarda Üreme nasıl olmalıdır? Yüksek verim almak için nelere dikkat edilmelidir?

Küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde üreme sorunları?


Küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde üreme sorunlarına bireysel değil sürü bazında yaklaşılmalıdır.
Bir sürünün döl verimi doğan kuzu sayısına göre belirlenmektedir.
Üreme sezonunda, üreme sorunu olmayan koç/teke ile çiftleştirilen, iyi bakım ve besleme uygulanan bir sürüde 100 koyun veya keçinin 90-95’inin gebe kalması beklenir. Bu oranın daha düşük olması sürüde üreme sorunları olduğu anlamına gelmektedir.Ancak,küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin ekonomik sınırlar içerisinde sürdürülebilir olması için gebe kalan hayvanların sağlıklı kuzular doğurması gerekmektedir.

Bu nedenle gebe kalan ama doğumdan önce herhangi bir dönemde yavru atan hayvanlar, döl tutmayan hayvanlara göre daha büyük bir sorun oluşturmaktadır. Bundan dolayı sürünün yavru atmalara neden olabilecek hastalıklardan korunması ve yanlış uygulamalardan kaçınılması gerekmektedir. Küçükbaş hayvanlarda üreme sorunlarına, yavru ve annenin 
yaralanma veya ölümlerine neden olan başka bir konu ise; doğum öncesi ve sonrası dönemleri kapsayan zaman dilimi içinde karşılaşılan bazı sorunlar ve yapılan yanlış müdahalelerdir. Anne ve yavru kayıplarının daha az olduğu kârlı bir hayvancılık için,daha bilinçli ve kurallara uygun bir yetiştiricilik yapılması, gerektiğinde veteriner hekimlerden yardım alınması büyük önem taşımaktadır.

KOYUN VE KEÇİLER NASIL TUTULMALIDIR?

Koyun ve keçilerin tutulması büyükbaş hayvanlara göre daha kolaydır. Çok sayıda 
koyun ve keçiye yapılacak aşı uygulamalarında seri çalışmak gerekeceğinden bu tip 
hayvanların hızlı bir şekilde çok iyi tutulmaları gerekir. İyi tutulmadığı zaman deri altına 
yapılması gereken bir aşı veya ilaç kas içine yapılarak istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir. 
Aşılama esnasında tutulamayan hayvanların aşı yapılmadan kaçması da sürü sağlığını 
tehlikeye atabilir.
 Koyun ve Keçilere Yaklaşılması
Yanlarına yaklaşıldığında başlarını kaldırır ve yakalanmamak için üzerine gelen 
kişilerin aksi yönünde kaçma eğilimi gösterirler. Daha fazla yaklaşıldığında grup halinde 
kaçarlar. Hasta koyunlar, başlarını kaldırmakta güçlük çekerler ve yavaş hareket ederler. 
Sürü yürütüldüğünde hasta koyunlar sürünün arkasında kalır. 
Keçiler, koyunlardan daha aktif olup birbirlerine fazla sokulmazlar. Üzerlerine doğru 
gidildiğinde bir arada kaçmaktan çok bağımsız olarak kaçma ve dağılma eğilimi gösterirler. 
Keçiler yürütüldüğünde koyunlara göre daha hızlı yol alırlar.


Koyun yakalamak ve hapsetmek için koyunları bir köşede toplayarak manevralarına 
engel olacak şekilde görsel bariyer oluşturulmalıdır. Bu görsel bariyeri kollarınız ile 
yapabileceğiniz gibi taşınabilir kapı, levha, saman balyaları veya çuvallarından da 
faydalanabilirsiniz. Eğer yakalamak istediğiniz hayvan keçi ise işiniz daha zor olacaktır. 
Çünkü keçiler koyun ve sığırlara nazaran daha ürkek daha hareketli hayvanlardır. 
Koyunların atlayamayacağı bariyerlerden keçiler çok daha rahat bir şekilde geçebilirler. 
Hayvanları yakalamaya çalışırken sakin ve onları ürkütmemeye özen gösterilmelidir. Koyun 
ve keçilerin kör noktası denilen omuz arkası arka tarafından yaklaşılmalıdır. Arka 
bacaklardan biri süratli bir hareketle yakalanarak önce bel ve sırt daha sonra boyun kısmına 
doğru geçilir. 
Keçi ve koyunları muayene, tedavi, aşılama, kırkım, tartım gibi durumlarda
yakalamak gerekir. Hayvanı tutmak için arkasından seri bir şekilde yaklaşarak arka bacağını 
yakalamak gerekir. Eğer yardımcı bir yakalama sistemi yoksa kapı ve panellerden yardım 
alınabilir. Bazı yakalama sistemlerinde, hayvanlar yakalama ünitelerine doğru yönlendirilir. 
Böylece tek sıra halinde yakalamak ve müdahale etmek mümkün olur. Yakalama esnasında 
birden fazla yardımcı kişinin olması yakalamayı kolaylaştıracağı için hayvanlarda gereksiz 
strese sebep olmayacaktır. Yakalanacak hayvanların diğer koyun veya keçiler ile görsel 
iletişimini sağlamakta aşırı stresi önlemek için önemlidir.
Bu yakalama işlemleri esnasında koyun ve keçileri kesinlikle tüylerinden, 
yapağılarından yakalamamak gerekir. Özellikle kesime gönderilen koyun ve keçilerin yapağı 
veya tüylerinden tutulduğunda kesim sonrası gövde üzerinde morluklar ve kızarıklıklar 
görülür. Bunlar da et kalitesini olumsuz yönde etkiler. 
Açık alanda yakalama işlemi yapılacaksa yakalama çengellerinden faydalanılabilir. 
Uzun bir sopa ucuna takılan çengel yakalanmak istenen koyunun arka bacağına takılarak 
hayvan yakalanır. Bu çengel ile yakalama uygulaması daha çok açık alanlarda yararlıdır.