Smart reklam

Kanatlı hastalıkları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kanatlı hastalıkları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Mart 2020 Cuma

kanatlı tifosu nedir? belirtileri nelerdir?

Kanatlı tifosu nedir? Belirtileri nelerdir? 
Etken: Konakçı spesifik olan Salmonella türlerinden Salmonella gallinarum
Klinik bulgular: Genel bir durgunluk, iştahsızlık, tüylerin kabarması, yeşil 
ishal, ibiklerin morarması, yumurta veriminde düşme, yüksek mortalite kayıplarıgözlenir. Mortalite kayıpları özellikle kafeste yetiştirilenlerde tipiktir. Genellikle herhangi bir bloğun herhangi bir katında başlar sıralı ölümler gözlenir. Tavuk tifosu bazen gizli (asemptomatik) seyredebilir. Böyle olgular hastalık kaynakları olduğundan ve gözden kaçtıklarından önemlidirler.
Otopsi bulguları: Otopside septisemik (perakut) olgularda önemli bir bozukluğa rastlanamaz. Karaciğer hipertrofik olup, yeşilimsi bronz bir renktedir ve kolayca parçalanabilir. Bazen küçük nekroz odakları bulunmaktadır. Safra kesesi 
dolgun ve hipertrofiktir. Dalak hipertrofik ve kolayca parçalanabilir kıvamdadır.
Yumurtalıklar normal rengini kaybederek kahve renkte bir tablo gösterir. Ovaryumlar ve oviduct lümeni kazeöz bir içerikte doludur. Bağırsaklarda kataral bir  
enterit ve yeşil bir gaita bulunur. Peritonitis, perikarditis ve erkeklerde testislerde beyaz renkte nodüller gözlenir. 
Marazi madde şeçimi ve gönderme şekli: İnfeksiyonun teşhisi için hasta
ve çok yeni ölmüş yeterli sayıda kanatlı hayvan laboratuara gönderilir.
Koruma ve kontrol: Hastalıktan korunmada canlı ve inaktif S. gallinarum
aşıları kullanılmaktadır. Ancak etkili bir çözüm değildir. İnfekte damızlık sürülerin
kesime sevk edilmesi, civcivlerin S.gallinarum’dan ari kaynaklardan temin edilmesi.  
Uyarı:
İhbari Mecburi Kanatlı hayvan hastalıklarından biridir. Hastalık vertikal bulaşan hastalıklar arasındadır. Antibiyotik tedavileri uygulansa bile etkili bir şekilde sürüyü tedavi etmek  mümkün değildir. Taşıyıcı bireyler etkeni saçmaya devam eder. Damızlık Kanatlı işletmelerinde canlı S. gallinarum aşısı uygulanması ya-saktır. 
Dezenfeksiyon: Klorkreosol bazlı dezenfektanlar Salmonella etkenlerine
karşı en etkili dezenfektanlardan biridir. Hidrojen peroksit de oldukça etkilidir.
Formaldehit, gluteraldehit vb. içeren bileşiklerin nemli veya kuru ortam olmasına göre etkileri değişebilir. Uygun dezenfektan uygun zamanda uygun sürelerde uygun koşullarda kullanıldığı takdirde etki gösterir. 

9 Mart 2020 Pazartesi

TAVUK KOLERASI

Tavuk kolerası evcil ve yabani kanatlıların perakut, akut, septisemik, kronik olarak seyreden bulaşıcı ve öldürücü bir hastalığı olup, genellikle, yüksek morbidite ve mortalite ile karakterize olur.
Etiyoloji
Bu mikroorganizma geniş bir hayvan topluluğunu infekte edebilmesine rağmen, genel olarak, kanatlı
orijinli olmayan konakçılardan izole edilen suşlar kanatlı kolerasını meydana getirmezler. Kanatlı kolerasını oluşturan suşlar bir derece immunotip özellik taşırlar.Mikroorganizma alışılmış dezenfektanlar, güneş ışığı, kuruma ve sıcağa karşı duyarlıdır. Etken yarı katı jelöz içerisinde 4-6 hafta kadar saklanabilir. Hayvan kadavralarında 2-3 ay, kan içinde 6-10 gün ve buz içerisinde 14 gün kadar virulansını koruyabilir.
Epizootiyoloji
Tavuk kolerası sıcak ve ılık yağışlı ülkelerde daha çok görülür. Hastalık enzootik bir seyir takip ederek kanatlılar arasında büyük ekonomik kayıplara yol açar. Hastalığa birçok kanatlı hayvan duyarlıdır. Ancak hindiler tavuklara, ergin tavuklar genç tavuklara ve tavukların bazı ırkları da diğer tavuk ırklarına oranla çok daha fazla duyarlıdır. Tavuk kolerası daha çok tavuk, ördek, hindi, kaz gibi evcil kanatlılar ile sülün, keklik gibi av kuşlarında görülür. Serçe ve güvercinler deneysel infeksiyonlara çok duyanıdırlar.Bulaşma sindirim, solunum, deri, konjunktiva yolu ile olabilir. Hastalıktan kurtulan veya gizli infekte olan kanatlılar yaşlı hindi ve tavukların dışkıları ve ağız salgıları ile mikrop çıkartmak suretiyle infeksiyonun bulaştırılmasında önemli rol oynarlar. Hastalık etkenine sağlam hayvanların yutak, larinks ve sindirim sistemlerinde fakültatif patojenik olarak rastlamak mümkündür. Yorgunluk, açlık, susuzluk, fena bakım- besleme, soğuk, rutubetli ortam, kafeslerin dar oluşu ve mevsim değişiklikleri gibi doğal direncin kırıldığı durumlarda mikroorganizma üreyerek dokuları istila edip, hayvanları hastalandırır.
İnfeksiyonun çıkış ve yayılmasında insektaların, serçe, karga, atmaca, akbaba, güvercin gibi yabani kanatlıların rolü bulunmaktadır. Ayrıca etkenin virulansının ve konakçı duyarlılığının da bulaşma ve yayılma üzerine etkisi vardır.Gerek sindirim sisteminden giren ve gerekse larinks ve farinks mukozasında bulunan mik-roorganizmalar, buralarda üredikten sonra mukozaları geçerek kan dolaşımına ulaşırlar. Kanda septisemi tarzında çoğalarak tüm organ ve dokulara yayılırlar. Kan damarlarının cidarlarında da zedelenmeye neden olan hastalık etkenleri kanın dışarı sızmasına yol açmak suretiyle tipik bir hemoraji tablosu oluştururlar. Hastalığın hafif olarak seyrettiği durumların çoğunda kronik tablo ortaya çıkar. Hastalık etkeni doku ve organlardan başka eklem, sakal, ibik, kulak ve yumurtalıklara lokalize olabilir. Deneysel olarak mikroorganizmanın kültürleri veya hasta hayvanların kanı duyarlı kanatlı hayvanlara subkutan veya intramusküler olarak verildiğinde ölüm meydana gelir. Laboratuvar deneme hayvanlarından fare ve tavşanlar bu mikroorganizmaya karşı çokduyarlıdırlar. Kanatlı hayvanlardan güvercin ve serçeler deneysel infeksiyonlara oldukça duyarlıdırlar.
Semptomlar
 Bakımsız ve özellikle, A vitamini noksanlığı gösteren hayvanlar hastalıktan çok etkilenirler. Akut olgularda kanatlıların ölmesi hastalığın ilk belirtisi olabilir. Şekillenen lezyonların çoğunun vasküler bozukluklarla ilgili olduğu ortaya konulmuştur. Özellikle, şekillenen hiperemi, karın boşluğunda bulunan bağırsak damar cidarlarında daha da belirgindir. Sternal bursa, sakal, eklem, tendo kılıfı ve ayak tabanı, genellikle, fibrinosuppuratif eksudat birikmesinden dolayı
şişmiştir.
Sağaltım
Hastaların sağaltımında sulfanamidler ve antibiyotikler yaygın olarak kullanılır. Ancak, erken tedavi ve yeterli doz uygulaması önemlidir. Antibiyogram testinin yapılması ilaç seçiminde, genellikle, yardımcı olur. Sulfakinoksalin sodyum, sulfamethazin,
sulfadimetoksin ve sodyum sülfamerazin gibi ilaçlar, genellikle, mortaliteyi kontrol altına alırlar. Ancak, bu gibi sülfa grubu ilaçlar yetiştiricilikte tedbirli bir şekilde kullanılmalıdırlar. Yüksek düzeyde tetrasiklinin yemlere %0.04 katılması ile veya bu ilacın parenteral
kullanılması ile olumlu sonuçlar alınmaktadır. Kas içi uygulanan penisilin, genellikle, sülfa dirençli infeksiyonlar için etkili olmaktadır.
Koruma ve Kontrol
İyi bakım ve işletme yönetimi hastalığı önlemek için önemlidir. Hastalıktan korunmak amacı ile hindiler tavuklardan ayrı yerde yetiştirilirler. Yaşlı tavuklarla gençler bir arada bulundurulmaz.Kümeslerde çok iyi dezenfeksiyon yapılmalıdır. Yem ve sulara antibiyotik ve sulfanamid katılması yanısıra A vitamini takviyesi yapılır. Rinitis, topallık, zayıflama, ishal, tüylerin kabarması, iştahsızlık ve yüzün şişmesi gibi klinik belirti gösteren hayvanlar kümesten çıkarılmalıdır. Kümese dışarıdan kontrol edilmemiş hayvanlar sokulmamalı ve mevsim değişikliklerinde, özellikle, soğuk havalarda veya stres faktörleri olabilecek koşularda hayvanlara iyi bakım yapılmalıdır. Kümesler, suluklar ve yemlikler daima temiz tutulmalı ve hastalık görüldüğünde iyice dezenfekte edilmelidir. Diğer taraftan yabani kuşların kümeslere ve yemliklere girip ulaşmasına engel olunmalıdır.Hayvanlarda pasif bağışıklık sağlamak amacıyla kullanılan immun serumların pratik bir değeri yoktur. Aktif bağışıklık için canlı ve ölü aşılar hazırlanmıştır. Özellikle, mineral yağlı adjuvantlı bakterinlerin etkili olduğu bildirilmektedir. Otojen bakterinler, polivalan bakterinlerin etkisiz kaldıkları durumlarda kullanılabilir. Attenue edilmiş aşılar hindilerde içme suyuna katılmak suretiyle ve tavuklarda kanat zarına batırmakla uygulandığında yararlı olmaktadır. Ancak, canlı aşıların sadece sağlıklı sürülerde kullanılması tavsiye edilir.

TAVUKLARDA B2 VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ

Tipik klinik belirtisi  kıvrılmış felç nedeniyle kıvrılmış ayak parmaklarıdır.Başlangıçta, ayak parmakları hafifçe bükülür ve tavuklar  hocks üzerinde durmaya eğilimlidir. Orta derecede ki vakalarda , farklı bir ölçüde belirgin bir bacak zayıflığı ve ayak parmağı fleksiyonu  gözlenir.
Ağır vakalarda , ayak parmakları tamamen aşağı ve içe doğru kıvrılır ve bacakların  zayıflığı artar.Hastalığın ilk aşamasında tedaviye başlanırsa önemli bir iyileşme ve rahatlama beklenebilir .Kolayca  suda çözünen vitaminler tavsiye edilir. 

6 Mart 2020 Cuma

Bit Nedir, Bitler Nasıl Bulaşır, Tedavi Yolları Nedir?

BİTLER
Etken: Mallophaga (yün yiyen bitler): Sığırlarda, Bovicola (damalina) bovis, Koyunlarda, Bovicola (damalina) ovis, derinin yüzeyinde özellikle boyun ve 
kuyruk sokumunda bulunur. 

Anoplura (sokucu bitler): Sığırlarda Haematopinus eurysternus, Niloknathus 
vituli, Koyunda, Linoknatus ovillus, Baş, boyun, göğüs ve bacak aralarında görülür. Melophagus ovinus (koyun biti) kış ve baharda görülür. 

Klinik bulgular: Sürekli kaşıntı, genel durum bozukluğu, kaşıntı ve sürtünmeden dolayı deride yaralar oluşur. Et ve süt verimi azalır. Yapağı ve derinin 
değeri düşer. Çok olduklarında anemi şekillenir. İştah azalır, büyüme yavaşlar. Olgun bitler deriyi yaralayarak kan emerler. Soğuk mevsimlerde enfestasyon daha 
tehlikelidir.
Marazi madde seçimi ve gönderme şekli: Hayvanlardan toplanan parazitler, ağzı iyi kapalı şişelerde hiçbir işlem uygulanmadan veya %70’lik alkol içinde 
gönderilir.
Koruma ve kontrol: Sürüleri iyi besleyerek bit enfestasyonu ve diğer hastalıklara karşı direnç kazanmaları sağlanır. Hastalık mevsimsel bir özellik gösterdiği 
için kış girmeden önce hayvanların ilaçlanması halinde kış enfestasyonlarını şiddetlenmeden önlemek mümkündür. Koyunların kırpılması ile bit ve Melophagus miktarında %30-50 oranında bir azalma sağlanabilir.

3 Mart 2020 Salı

TAVUKLARDA KRONİK SOLUNUM YOLU HASTALIĞI

Yetişkin sürülerdeki en karakteristik belirtiler burun akıntısı, öksürük , yumurta üretiminin azalmasıdır.Hastalığın seyri kış aylarında ve ilişkili enfeksiyon vakalarında daha şiddetlidir. Genellikle konjoktivitler, yüz cildi ödemi ve bol gözyaşı salgısı gözlemlenebilir. 
Hindilerde periorbital sinüslerin tek taraflı veya bilateral şişmesi , burun akıntısı ve konjunktivit gözlenir 
 En yaygın brüt bulgu aerosacculites,hava keseleri ile doludur.Fibrinous peynirimsi kıvamdadır.Rutin kimyasal çoğunluğu dezenfektanlar karşı etkilidir. M.gallisepticum nadiren birkaç günden daha uzun süre hayatta kalır.Kuş mikroorganizma taşıyabilir ve asemptomatik olup hastalık tarafından tetiklenir. Değişim gibi stres faktörleri öncül, hava, karşı aşılar veya IB veya ND ile enfeksiyonlar,artan toz seviyeleri veya amonyak.

1 Mart 2020 Pazar

YUMURTA BIRAKMA SENDROMU

Yumurta atma sendromu (eds76) , yumurta üretiminde hızlı bir düşüş , en yüksek üretime ulaşamama , düzensiz şekilli yumurtalar , yumuşak kabuklu veya kabuksuz yumurtalar ve depigmentasyon ile ortaya çıkan tabakalı tavuklarda bulaşıcı bir hastalıktır. 
İlk işaret , yumurta pigmantasyonunun kaybıdır,  hızla yumuşak kabuklu , kabuksuz deforme olmuş kabuk yumurtalarının ortaya çıkmasıdır.Kusurlu yumurtalar atılırsa, kalanların döllenme ve kuluçka ile ilgili bir sorunu yoktur. Ani veya uzun olabilir .Genellikle 4-10 hafta sürer ve yumurta üretimi yaklaşık %40 oranında azalır. İnaktif yumurtalıklar ve oviduct atrofisi dışında, diğer lezyonlar keşfedilmez. Virüsün oviduct bezlerinin epitel hücrelerinde çoğaltılması ,mukoza tabakasında ciddi inflamatuar ve distrofik değişikliklere neden olur. Tanı bazı serolojik çalışmalarla desteklenir ve virüsün izolasyonu ve tanımlanmasından sonra doğrulanır. Birçok durumda ,yumurta üretimi %50 ve üretim arasındaki seviyelere yaklaşıncaya kadar enfekte sürülerde antikor saptanmaz. 

29 Şubat 2020 Cumartesi

OVARYUM KİSTLERİ

ETİYOLOJİ
Ovaryum kistleri konjenital olarak veya neoplazik nedenlerle ya da ooforitise sekonder olarak ortaya çıkar. Ovaryum kistleri nadiren fonksiyoneldir ve hormon sentezleyebilir. 
KLİNİK GÖRÜNÜM 
Kistler küçükse herhangi bir klinik bulgu olmayabilir. Büyük kistler kanında genişlemeye dispneye neden olabilir. Bazı kuşlarda ortaya çıkan kasılma zaman zaman kloakal prolapsus ile sonuçlanır. 
TEDAVİ
Ultrason rehberliğinde transsölomik aspirasyon yöntemi,  endoskopik aspirasyon veya cerrahi aspirasyon ile kistin aspirasyonu gerçekleştirilebilir.
 Ovaryumun komplike damarlaşması nedeniyle kısmi ya da total başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi zor olabilir.İyi büyütmeli operasyon mikroskopu olmadan bu işleme girişilmemelidir.
 Kuşlarda ovaryum kistlerinin çözümünde noninvaziv tedavi seçeneği olarak hormonal tedavi önerilmektedir. 
 Bu durumun uzun vadeli çözümü zordur ,hastalığın lüks etme olasılığı bulunduğundan hastaların düzenli olarak gözlenmesi çok önemlidir. 

DIŞ KULAK YANGISI

ETİYOLOJİ 
Otitis eksterna nadie görülen bir hastalıktır.  Bakteri , mantar,  mikrobakteri ya da artopod enfeksiyonları sonucu gelişebilir. Genel bir cilt hastalığının uzantısı olarak ortaya çıkabilir , neoplazi veya travmaya bağlı olabilir. 
KLİNİK BULGULAR 
Kulak yangısı bulunan kuşlar genellikle kafa sallama , esneme , baş eğme ve ataksi gösterirler. Daha yakın bir inceleme ile seröz , pürülan veya hemorajik bir kulak akıntısının varlığı anlaşılır . Kulak kanalında akıntı materyali olabilir .Kulak çevresinde şişlik ,kızarıklık, tüy dökülmesi ve çoğunlukla kuşun kendisini sürtmesiyle oluşturduğu enfekte doku hasarı görülür. Kulak kanalı ve çevresinde hiperkeratoz olabilir. Bazı kronik olgularda, kulak kanalı daralmış veya kapanmış olabilir. 
TANI
Tanı klinik belirtiler , sitoloji ve kültüre dayanmaktadır .  Kulak kanalı daraldığında 1.9mm'lik den daha kalın ve sert bir endoskop kullanılamadığında görüş zor olacaktır.Tedaviye cevap vermeyen olgularda , hastalık sürecini daha iyi değerlendirmek için biyopsi gerekebilir.
TEDAVİ
Kültür sonucuna göre sistemik ve topikal antibiyotikler , kulak özellikle ağrılı veya şişmiş ise Meloksikam veya başka bir NSAID verilebilir. Salin solüsyonu ile dikkatli şekilde yıkama kulakta biriken eksüdanın çıkarılmasına yardımcı olunabilir , bunda başarılı olunmazsa küretajla kulak kirinin temizlenmesine çalışılır. 

28 Şubat 2020 Cuma

BROİLER TAVUKLARDA ASİT SENDROMU

 Broylerlerdeki hızlı büyüme ve gelişmiş metabolik süreçlerle ilgilidir. Etkilenen tavuklar kuvvetle şişmiş bir karın ,hareket etme isteksizliği , solunum sorunları ve siyanoz görülür.  
Etkilenen tavukların pleuroperitoneal boşluğu saman sarısı sıvı ile doludur. Piliçlerdeki hızlı büyüme , akciğer nispeten küçüktür. 
 PHS için ana faktör , artmış kardiyak aktiviteye neden olan hipoksemidir. Sonuçlar pulmoner hipertansiyon,  sağ kalp yetmezliği ve ascitis 
Hipoksemi için acil nedenler ; yetersiz havalandırma, tesislerdeki yüksek amonyak veya toz seviyeleri ,düşük sıcaklıklar, metabolik süreçleri uyarmaktadır.  Karaciğer ve diğer iç organlarda genelleştirilmiş pasif venöz hiperemi ve staz görülmektedir.  

27 Şubat 2020 Perşembe

KAFES TABAKASI YORGUNLUĞU

Tavuklarda ki kafes tabakası yorgunluk sendromu , ayakları ve kırılgan kemikleri üzerinde duramama ile karakterizedir. Esas olarak ,maksimum yumurta atma döneminde genç tavuklarda görülür . Etkilenen tavuklar uzanır ve yemeyi bırakır. Yumurta kabukları ince olur . 
Kemikler incelir ve spontan kırıklar meydana gelir . Kalsiyum, fosfat ve multivitamin preparatlarının diyet ve durulama suyuna ekleyerek , kuş popülasyon yoğunluğunun kafeslerde düzenlenmesi ve yeterli beslenme de durumun olumlu sonucuna  katkıda bulunmaktadır.  

HİPERKERATOZ

Bir devekuşunun hiperkeratoz formu. Ağızda ve gaga da kabarıklıklar görülür. Kükürt içeren aminoasitlerin bozulmuş metabolizması , A vitamini eksikliği vb. ile bağlantılıdır.  

25 Şubat 2020 Salı

REOVİRÜS ENFEKSİYONU

Viral artrit /tenosinovit .Kanatlı hayvanlarda en şık görülen reovirüs ile ilişkili hastalık viral artrittir. Klinik olarak öncelikle tarsometatarsal eklemleri ve ayakları etkileyen topallık ve şişlikler ile kendini gösterir. Birçok enfekte kuşun genel durumu iyi ancak bazıları uyuşuk ve bitkin olabilir. Ölüm oranı çok düşük. Enfeksiyonlar ağırlıklı olarak et tipi kümes hayvanlarını etkiler. 
Bazı durumlarda , eklem boşlukları veya tendon kılıfları az miktarda saman  sarısı eksüda içerirken , diğer eksüda hemorajik veya fibrinözdür. 
Tendonun iltihabı , etkilenen bölgede doku fibrözü ile karakterize edilen kronik bir lezyona ilerler. 
Broilerde bodurluk sendromu bir reovirüs enfeksiyonu ile ilişkilidir. Ancak bazı çalışmalara göre , reovirüsün rolü muhtemelen ikincildir. Etkilenen kuşlarda önemli ölçüde azaltılmış canlı ağırlık ve sürüde %5-10 ile %40-50 arasında değişen ve genellikle 14 gün sonra görülen çeşitli ununiformity derecesi ile karakterizedir. 

23 Şubat 2020 Pazar

KÜMES ÇİÇEĞİ

Fowl pox(FP) , tavuklarda , hindilerde ve diğer birçok kuşta viral bir hastalıktır. Tüysüz cilt üzerinde kutanöz lezyonlar ve üst sindirim, solunum yollarının mukoza katlarının difteritik lezyonları ile karakterizedir. FP , kutanöz veya difteritik formda veya her ikisinde de görülür. Çoğu salgınlarda , kutanöz form hakimdir. Lezyonlar gelişim aşamasına  göre değişir; papüller, veziküller , püstüller veya kabuklar. Lezyonlar genellikle baş bölgesindedir. 
Bazı virüs türleri: kümes çiçeği virüsü , hindi çiçeği virüsü , güvercin çiçeği virüsü , kanarya çiçeği virüsü vb. , patojenik,  immünojenik yönlerden farklıdır.  Virüsler çevresel faktörlere karşı çok dirençlidir.  
Enfeksiyon virüsün onu içeren kabukların deskumasyonu yoluyla mekanik olarak yayılır. Bazı sinekler ve kan emici eklembacaklılar da virüsü dağıtabilir. Sivrisinekler birkaç hafta boyunca enfektif  kalır. Kuluçka süresi 4 ile 10 gün arasındadır. 
Difteritik lezyonlar , bukkal  ve burun boşluklarının,  sinüslerin , larinks, farinks , trakea veya özefagusa , mukoza katlarında biriken beyazımsı veya sarımsı plaklara benzemektedir. Tanı tipik kutanöz ve difteritik lezyonlar üzerinden yapılır. Önlem, gerekirse her yaşta yapılabilecek aşılar ile gerçekleştirilir.  

LARYNGOTRACHEITIS HASTALIĞI

Laringotrakeit (LT) , solunum yollarının fibrinöz inflamasyonuna kataral hemorajik ile karakterize tavuklar , sülünler ve tavus kuşlarında vital bir enfeksiyondur. Laringotrakeal ve konjunktival formda kendini gösterir. Laringotrakeal formda boğulma,  raller ve öksürük gözlenir.  Baş ve boyun ,ilham sırasında ileri ve yukarı doğru kuvvetle uzatılır.
Hastalık her yaştan kümes hayvanı etkilese de çoğu salgın 4 ile 14 hafta arasında görülür. Buna nispeten dirençli bir herpesvirüs neden olur.
Bazı durumlarda, larinks ve trakeayı neredeyse tamamen tıkayabilen hemorajik veya fibrinöz eksüda atakları oluşur . Enfeksiyonun kaynağı hasta ve iyileşen kuşlardır,  ikincisi virüsün uzun süreli taşıyıcılarıdır(1-2yıla kadar ). Bu bağlamda , belirli bir durağanlık gözlenir. 
LT'nin konjoktival formunda, özellikle karmaşık bir  enfeksiyonda ıslak gözler , gözyaşı salgısı ve infraorbital sinüslerin ödemi gözlenir. Tipik klinik ve morfolojik bulgular LT'nin varlığını varsaymak için yeterlidir.Tanı ,hastalığın erken evrelerinde histolojik çalışma boyunca trakeada intranükleer inklüzyon cisimlerinin saptanması serolojik çalışmalar ile doğrulanır. 

22 Şubat 2020 Cumartesi

AVIAN TUBERCULOSIS

Kuş tüberkülozu , iç organlarda granülomatoz lezyonların oluşumu, ilerleyici bir kilo kaybı ve ölüm ile karakterize kronik bir enfeksiyöz hastalıktır. Genellikle küçük bahçelerde yetiştirilen kuşlarda sporadik olarak görülür, hayvanat bahçeleri ve kafesli egzotik kuşlar arasında bir sorundur. 
Kaşeksi, diyare ve tarak derisinin solgunluğu , wattles ve yüz için ilerleyici bir kilo kaybı gözlenir. Parankimal organlar (özellikle karaciğer ve dalak ) genişler ve içinde çeşitli büyüklükteki granülomlar (tüberküller) bulunur. Pulmoner lezyonlar nadiren görülür. 


Etiyolojik ajan , çok esnek ve aside dayanıklı mikroorganizma olan Mybacterium avium 'dur. Sıcaklık değişimlerine , kurutmaya ,pH  değişimlerine neden olur, birçok dezenfektana karşı dayanıklıdır ve yıllarca toprakta hayatta kalır. İnce bağırsak boyunca , tekli veya çoklu alt seröz olarak öne çıkan tüberküller tespit edilir. 

Bazı tüberküllerin nekrotizasyonundan sonra, sürekli olarak  canlı mikrobakterileri dökülen psödodivertikül oluşur. Maddenin iletimi esas olarak kontamine yem , su, çöp ve toprak alımı yoluyla gerçekleştirilir. 
İleri vakalarda , femur veya tibia kemik iliği boyunca tüberküller gözlenebilir.